Türk Medeni Kanunun’da Boşanma Nedenleri

Aile hukukunun en dramatik ve hüzünlü bölümlerinden birisini boşanma bölümü oluşturmaktadır. 2001 yılındaki yeni değişikliklerle birlikte , Türk Medeni Kanunu’nda boşanmaya ilişkin hükümler 4721 sayılı Kanun’un 2.kitabının 2.bölümünde yer almaktadır. Boşanma nedenleri ise 161.madde ila 166.madde arasında düzenlenmiştir. Yasanın 166.maddesinde sözü edilen “evlilik birliğinin sarsılması” , diğer bir deyişle şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma , genel anlamda bir boşanma nedenidir. Diğer boşanma nedenleri ise özel niteliktedir. (Nihat İnal , Uygulamada Boşanma Davaları , 1992) Boşanmanın özel nedenleri olarak belirlenen (zina , hayata kast , pek kötü veya onur kırıcı davranış , suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme terk , akıl hastalığı ) gerekçelerin de aslında ortak hayatı çekilmez hale getirdikleri de aşikardır. Bunların özel nitelikler olarak zikredilmesinin nedeni , tereddüte ve takdire fazlaca yer vermemesi ve bu nedenle kolay belirlenebilir olmasıdır. (Ahmet BATTAL , Boşanma Sebepleri , 2008)

  1. ZİNA

MADDE 161 : Eşlerden biri zina ederse , diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak 6 ay ve her halde zina eyleminin üzerinden 5 yıl geçmesiyle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur. 

  * ( Kuruluşumuza en çok zina nedeniyle başvurular yapıldığı için , bu konuyu daha detaylı şekilde izah etmeliyiz.)

  Zina ; evli eşlerden birinin, eşinden başka biriyle ilişkide bulunmasıdır. Kişi ;

  • Evliyse ,
  • Eşi dışında , karşı cinsten biriyle cinsel ilişkide bulunduysa ,
  • Bu eylemi tecavüz ve benzeri hallerin dışında , kendi isteği ile yapmışsa ,  hukuki zina mevcut kabul edilirse boşanma nedeni sayılır. Ancak kanıtlama için cinsel ilişki anında suçüstü yapılması şart değildir. Aşağıdaki durumlarda mahkemelerce zinanın varlığı kabul edilmektedir :
  • Kadınla erkeğin bir arada bulunup öpüşmeleri ,
  • İlişkiyi gösteren bir fotoğrafın mevcudiyeti , 
  • Erkek ile kadının yalnız başlarına bir evde bulunmaları , 
  • Erkek ile kadının otelde aynı odada kalmaları ,
  • Çocuk yapma yeteneği olmadığı tıbben saptanmış kocanın karısının hamile kalması.

(Aile Hukuku , Mehmet Bülent DENİZ , Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı , 2013)

Zina ; eşe yüklenen “sadakat” görevinin ihlalidir. Zinanın ispatında eylemin gerçekleştiğini , kesin olmaya yakın delillerle ispatlanmalıdır. Birebir (suçüstü) ispat , çoğu zaman imkansızdır. Uygulamada daha çok görüntüye dayalı delillerden zinanın gerçekleştiği sonucuna varılmaktadır. 

  Zina şüphesi uyandıran eylemin davacı eş tarafından açık veya zimni olarak affı , dava hakkını sona erdirir. ( TMK Madde 161/3) Tarafların getirecekleri delillerin değerlendirilmesi ile açık veya zimni affın gerçekleşip gerçekleşmediği takdir edilir. 

( Aile Hukuku ve Uygulamalası (Bilimsel Görüşler- Yargı İçtihatları) , Bilal KÖSEOĞLU , Yargıtay Üyesi , Doç. Dr. Köksal KOCAAĞA, Akdeniz Üniversitesi Hukuk Fakültesi )

KONUYLA ALAKALI YARGITAY KARARLARI : 

  1. … Davacı Serdar , 10.11.2000 tarihinde ; evlilik birliğinin sarsılması , zina ve haysiyetsizlik nedeniyle boşanma ve manevi tazminat davası açmıştır.

Davalı-karşı davacı B. ise , 07.12.2000 tarihinde karşı dava dilekçesinde , maddi-manevi tazminat ve nafaka talebinde bulunmuştur.

Yerel mahkeme her iki davayı da kabul etmiştir.

Yargılama sonucunda :

a – Davacı-karşı davalı Serdar’ın karısına ağır hakaretler edip şiddet uyguladığı , sadakatsiz davranışlarda bulunduğu sabittir.

b – Davalı- karşı davacı B. , başka bir erkekle otururlarken çekilen fotoğraf ve tanık E.’nin beyanlarına göre ağır kusurlu kabul edilmiştir.

( Yargıtay 2. Hukuk Dairesi , 06.12 2004/14733-14503)

  1. Davacı tanıklarının beyanlarından , davacı kadının daha önce açtığı davadan feragatın sonra davalı kocanın bir başka kadınla düğün yaparak evlendiği ve onunla birlikte yaşadığı anlaşılmaktadır. TMK’nın 161.maddesinin koşulları oluşmuştur. Davanın kabulüne karar verilmelidir.

(Yargıtay, 2. Hukuk Dairesi , 23.02.2005 , 2005/832-2668)

  1. …Toplanan delillerden davacı kadının bir başka erkekle karı-koca gibi yaşamakta olduğu ve geçiminin birlikte yaşadığı erkek tarafından karşılandığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında , tedbir nafakası isteminin reddi gerekir. 

(Yargıtay 2.Hukuk Dairesi , 04.04.2005 , 2005/3466-5258)

(Yargıtay 2.Hukuk Dairesi , 06.02.2003 , 2003/371-1724)

  1. …Toplanan delillerden davacı kocanın bir başka kadınla birlikte yaşadığı , birlik görevlerini yerine getirmediği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında davalı kadın ayrı yaşamakta haklı olduğundan , tedbir nafakası davasının kabulü gerekir. 

(Yargıtay 2.Hukuk Dairesi , 09.02.2005 , 2004/15482-2005/1616)

  1. … Toplanan delillerden kocanın bir başka kadınla ilişkiye girdiği ve eşini dövdüğü anlaşılmakta olup , kadın ayrı yaşamakta haklıdır. Bu sebeple nafaka davasının kabulü gerekir.

(Yargıtay 2.Hukuk Dairesi , 01.11.2004 , 2004/13605-12871)

  1. … Toplanan delillere göre , davalı kocanın , kadının kişilik haklarına saldırı sayılabilecek maddi bir hadisesi bulunmamaktadır. Boşanma nedeni olarak kabul edilen olaylar da bu nitelikte değildir. O halde , manevi tazminat isteğinin reddi gerekir. 

(Yargıtay Hukuk Genel Kurulu , 29.03.2006 , 2006/2-69 , 2006/117)

  1. …Toplanan delillerden ; davalının aşırı alkol aldığı , alkolü bırakmasını söyleyen eşine , “ben ağzımla içiyorum , sana ne lan” şeklinde cevaplar verdiği ve davacıyı öldürmekle tehdit ettiği anlaşılmaktadır. Davacının bir başka erkekle ilişkisi kanıtlanamamıştır. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat talep eden davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olduğu kabul edilemez. Kocanın kusur ağırlığı fazla olduğundan davacı kadın yararına uygun miktarda tazminat takdiri gerekir.

(Yargıtay 2.Hukuk Dairesi , 26.04.2005 , 200574856-6792)

  1. … Toplanan delillerden , boşanmaya neden olan olaylarda ; güven sarsıcı davranışlarda bulunan eşini , “…defol git” diyerek kovan ve son olarak da döven kocasının daha fazla , kadının ise daha az kusurlu olduğu anlaşılmaktadır. 

(Yargıtay 2.Hukuk Dairesi , 08.12.2004 , 2004/13708-14683)

 Yine konuyla ilgili olarak bir Yargıtay içtihatı şu şekildedir ; 

“ Özel hayatın gizli alanı dediğimiz ve sadece bireyi ilgilendiren alan , hiçbir şekilde müdahale edilemeyecek alandır. Örneğin , kişinin cinsel hayatı böyledir. Hayatın bu gizli alanı ihlal edilerek elde edilen deliller , ceza mahkemesinde delil olarak kullanılamaz. Kocanın yatak odasında bir dolabın içinde ya da yatağın altında kadın tarafından saklanan bir not defterini ele geçirmesi , bu mekan eşlerin müşterek hayatlarını yaşadıkları alan olduğundan kadın için gizli alan olarak kabul edilemez. Hiç kimse evindeki bir mekanda bulduğu delili , hukuka aykırı yoldan ele geçirmiş sayılmaz. Eşlerin evlilik birliğinin devamı boyunca birbirlerine sadık kalmaları yasal zorunluluktur. Nasıl ki kadın bir erkekle müşterek hanedeki yatak odasında sevişirken , koca tarafından kapı kırılarak içeri girilmesinde hukuka aykırılıktan söz edilmezse , ortak yaşanan evde bulundurulan not defterinin elde edilmesi de hukuka aykırı olarak değerlendirilemez. 

  1. HAYATA KAST , PEK KÖTÜ VEYA ONUR KIRICI DAVRANIŞ 

 MADDE 162 : Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı bir davranışta bulunması sebebiyle boşanma davası açabilir. 

  1. SUÇ İŞLEME VE HAYSİYETSİZ HAYAT SÜRME

  MADDE 163 : Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz bir yaşam sürer ve bu sebepten ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse ,  bu eş her zaman boşanma davası açabilir.

  1. TERK 

  MADDE 164 : Eşlerden biri , evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerini yerine getirmemek maksadıyla diğerini terk ettiği veya haklı bir sebep olmadan ortak konuta dönmediği takdirde ayrılık , en az 6 ay sürmüş ve bu durum devam etmekte ve istem üzerine hakim tarafından yapılan ihtar sonuçsuz kalmış ise ; terk edilen eş boşanma davası açabilir. Diğerini ortak konutu terk etmeye zorlayan veya haklı bir sebep olmaksızın ortak konuta dönmesini engelleyen eş de terk etmiş sayılır.

  1. AKIL HASTALIĞI 

MADDE 165 : Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eşiçin çekilmez hale gelirse , hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.

  1. EVLİLİK BİRLİĞİNİN SARSILMASI 

MADDE 166 : Evlilik birliği , ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa , eşlerden her biri boşanma davası açabilir.

Son Makaleler

Ankara
Özel Dedektiflik Bürosu
20 yılı aşkın saha tecrübesi ve sertifikalı uzman ekibiyle Aktif Dedektiflik, profesyonel ve güvenilir dedektiflik hizmetleri sunmaktadır.